DİĞER
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
“Şair, yazar, kabare sanatçısı Emmy Hennings’in otobiyografik romanı Hapishane, yazıldıktan bir asır sonra Türkçede. Jîna Amini’nin ahlak polisi tarafından öldürülmesinden sonra İran cezaevleri özellikle kadınlarla dolup taşarken tekrar tekrar okunması gereken bir kitap bu.”
"Otobiyografiler, münferit onlarca olayın birbirine bağlanarak, yazan öznenin merkezîliğinde bir mantıksal bütün teşkil edecek şekilde kurgulandığı metinlerdir. Ama kurgu olmaları, tarihçi için güvenilmez fanteziler oldukları anlamına gelmez. Kurgulanmanın mantığını anladığımız ve akılda tuttuğumuz sürece pekâlâ kıymetli kaynaklar teşkil edebilirler."
Asiye Müjgan Güvenli'nin yazdığı, hapishaneden gerçek hayat hikâyelerini içeren Elinden Kaza Çıkan Kadınlar, Dipnot Yayınları tarafından önümüzdeki günlerde basılıyor. Kitabın önsözünü ve hikâyelerden birini Tadımlık olarak sunuyoruz...
"Doğu, Batıyla karşılaştığında neden kendisini kaptıran Batı değil de Doğu oldu sorusunun cevaplanmayı hak eden bir sorudur. Orhan Pamuk bu sorunun yanıtını ararken, Tanpınar geçmişle bugünün terkibinden inşa ettiği 'biz'i yeniden ayağa kaldırmak için çalışmaktadır."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Bert Foucault'nun sosyal bilimlerle ilişkisinde saptadığı dört izleği dört alt başlıkta açıklamış: Tarihin Eleştirisi ve Radikal Kuşkuculuk, Söylem Analizi ve Söylemsel 'Pratikler', Bilgi/İktidar Hipotezi ve Alan Çalışması Yapan Bir Felsefe."
Kitabevi yöneticileri, sahaflar, online satıcılar ve dağıtımcılar salgının etkileri konusunda ne düşünüyorlar?
"Birlik, beraberlik, kolonya ve sabuna her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde pijamalı bir apokalips provası yaparken virüs, pandemi ve apokalips konulu filmlere şöyle bir dönüp bakmak istedim."
Eşine az rastlanır türden edebî-felsefî bir özelliği var Kırmızı Top’un. Hikâyeciliği anlatma ve kurgulamanın ötesinde, ölçülü bir kavramsallıkla da dokuyor Mehmet Barış Albayrak
Bir rüya gördüm. Rüyayı hatırlamıyorum, o sabah da hatırlamıyordum, rüyadan yalnızca bir kırıntı kalmıştı elimde: Kırmızı Defter. Kırmızı Defter’i okuyacağım ve hayatım değişecek
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.